Tarihsiz ve İmzasız | Film Yorumu

İran filmlerini  konusu ve işlenişi bakımından beğeniyorum ama tek eleştirdiğim nokta dramın dozunu ayarlayamıyorlar. İzleyiciye duygu verelim derken trajideye kayıyorlar. İran filmi bitirince derin bir umutsuzluğa kapılıp bu akşam ölürüm beni kimse tutamaz sen beni tutamazsın Ruhani tutamaz... diye dolanıyorum etrafta. Ama bu film öyle değildi. Konusu yine yürek burkan cinsten ama abartıdan uzak bir havası vardı.  
Adli tıp doktoru Kave küçük bir trafik kazasında  sekiz yaşındaki bir çocuğu  hafif yaralar. Ertesi gün morga o çocuğun cesedi gelir. Ölümüne trafik kazası mı sebep olmuştur yoksa konulan gıda zehirlenmesi teşhisi doğru mudur?
Dediğim gibi abartıdan uzak ve çok yalın bir filmdi. Müziksiz, dekorsuz, telaşsız, sapsade. Sanki biri eline telefonu almış birinin hayatını kaydetmiş gibiydi. Bu çekim yöntemini çok beğendim o yüzden.
Anahtar kelime vicdandı. Babası getirdiği ölü tavuk yüzünden mi çocuğu öldü diye azap çekti. Doktor Kave arabayla çarptığı için mi öldü diye vicdan azabı çekti. İkisi de gerçeği öğrenmenin peşine düştüler. 
Ama son sahnede gerçek ortaya çıktı  mı yoksa sadece vicdan rahatlatma mıydı?
Bence doktor, baba ve annenin halini görünce ikinci otopsi sonucunda doğruyu söylemedi. Peki bu iyilik miydi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

copyright © . all rights reserved. designed by Color and Code

grid layout coding by helpblogger.com